METABOLİZMA NEDİR?
Metabolizmayı hızlandıran öneriler
Zayıflamak için hangi yaşta, neler uygulamalı?
Frenbuazlı pastaları ya da mis kokulu kurabiyeleri
sadece uzaktan izlemekle yetinmenize rağmen karın ve
kalça çevrenizin genişlemesinden mi yakınıyorsunuz?
Bu sorununuzun altında yatan neden, metabolizmanızın
yavaşlaması olabilir! Peki, metabolizmanızın
hızlanmasını sağlamak için neler yapmanız
gerektiğini biliyor musunuz?
Uzun süredir yediklerinize, içtiklerinize dikkat
ediyor, ancak buna rağmen fazla kilolarınızdan bir
türlü kurtulamıyorsunuz. Oysa bundan birkaç yıl
öncesine kadar istediğiniz her şeyi büyük bir
afiyetle tüketiyor, buna rağmen kilo sorunuyla
karşılaşmıyordunuz, değil mi? Bu konuda yalnız
sayılmazsınız aslında. Çünkü pek çok kadın, 30’lu
yaşlardan sonra ve özellikle de menopoz dönemine
yaklaştıkça zayıflayamamaktan yakınıyor. Kolay kilo
alıp, zor vermenin nedeni ise çoğu kez hep aynı:
Metabolizmanın yavaşlaması! Peki, “Bu sorumun bir
çözümü yok mu?” dediğinizi duyar gibiyiz. Dert
etmeyin, önerilerimizi uygularsanız, metabolizmanızı
yeniden hızlandırmanız mümkün. Sizin için
Endokrinoloji Diyabet ve Metabolizma Uzmanı Prof.
Dr. Selçuk Can ile Doç. Dr Neslihan Kurtulmuş‘dan
aldığımız bilgiler doğrultusunda metabolizmanızı
nasıl hızlandırabileceğinizi sizler için tek tek
derledik.
Metabolik hız nedir?
Besinleri yakma hızına “metabolizma hızı” deniyor.
Metabolik hız; bedeninizin aldığı besinleri enerjiye
dönüştürme ve bu enerjiyi kalori olarak yakma
kapasitesini ifade ediyor. Metabolizmanız yeterince
çalışıyorsa, aldığınız besinler kolayca enerjiye
dönüştürülüyor ve bu enerji eksiksiz olarak
yakılıyor. Bunun aksine metabolik hızınız genetik
olarak yavaş çalışıyorsa ya da hastalık gibi
herhangi bir nedenden dolayı yavaşladıysa, besinleri
enerjiye ve kaloriye dönüştürme kapasiteniz
azalıyor. Bunun sonucunda ise; fazla kaloriler
yakılamıyor, yağ olarak depolanıyor ve kilo artışı
görülüyor.
Bazal metabolizma önemli!
Metabolizma, “Bazal metabolizma”, “Egzersizde
harcanan enerji” ve “diyetle alınan besinlerin
sindiriminde harcanan enerji” olmak üzere üç ana
birleşenden oluşur. Metabolizma hızının en büyük
belirleyicisi ise bazal metabolizma hızıdır. Bu,
dinlenirken veya uyurken, yani hiçbir aktivite
gösterilmediğinde harcanan kalori miktarını kapsıyor
ve günlük harcanan kalorinin yüzde 60 ile 80’ini
oluşturuyor. Görüyorsunuz ki metabolizma hızında
yani günlük kalori yakmada en önemli faktör bazal
metabolizma hızıdır. Bazal metabolizma ile spor ve
egzersizden en az iki kat, belki de hareketsiz
iseniz üç kat daha fazla kalori yakarız. Bazal
metabolizma hızınız yavaşsa önemli bir sorununuz var
demektir. Bazal metabolizma, kilo vermek isteyen bir
kişinin diyetle ne kadar zayıflayacağını belirleyen
en önemli faktör. Bu metabolizma hızı vücuttaki
maddelerin birbirine dönüşmesini ve biyolojik
olayların devamını sağlıyor. Örneğin ağızdan alınan
şekerin karaciğerde yağa dönüştürülüp, cilt altı yağ
dokusunda depolanması gibi. Bazal metabolizma hızı
genler, cinsiyet, yaş, vücut ağırlığı, vücut ısısı
ile egzersiz gibi pek çok faktörden etkileniyor.
Fizik aktivite de enerji tüketiminde, yani kilo ama
ve verme üzerinde en önemli faktörü oluşturuyor.
Fizik aktivitenizi artırdığınız takdirde,
metabolizma hızını da artırabilirsiniz.
Yaş ilerledikçe yavaşlıyor…
Yaşınız ilerledikçe buna paralel olarak metabolik
hızınız da yavaşlıyor. Öyle ki, 20’li yaşlardan
sonra vücudunuz her 10 yıllık dönemde yüzde 2 – 3
daha az enerji yakmaya başlıyor. Menopoz gibi
hormonsal faktörler de devreye girince
metabolizmanız daha da yavaşlıyor. Diğer taraftan,
yaşımız ilerledikçe azalan bedensel aktivite düzeyi,
kas kitlesinde azalmaya ve yağ depolarında artmaya
yol açıyor. Metabolizma hızı yavaşladığı takdirde,
obezite oluşma riski artıyor. Yağların fazla
alınması yağ yıkımını engeller. Dolayısıyla yağ
tüketimi, günlük besin tüketiminin yüzde 30’unu
aşmamalı. Alkol tüketimine de dikkat etmek
gerekiyor. Yağların yıkımını engellediği için günde
bir kadehten fazla tüketmemeye özen gösterin, hatta
hiç tüketmeyiniz.
Metabolizma ne anlama geliyor?
Metabolizma, vücudun yaşamsal fonksiyonlarına destek
olmak için, yediğimiz besinlerin hücreler tarafından
yakılması anlamına geliyor.
Metabolizma vücudun kendini yenilemesini sağlıyor,
hücreler için gerekli yapıtaşları ve proteinleri
üretiyor, dokular ve organların gelişimine yardımcı
oluyor. Örneğin, metabolizma reaksiyonları sonucu
üretilen bazı proteinler, kasları oluşturup, hareket
etmemizi sağlıyor.
Metabolizma sayesinde vücuttaki kimyasal değişimler
için enzimler üretiliyor. Örneğin ağızdan alınan
şekerin karaciğerde yağa dönüştürülüp, cilt altı yağ
dokusunda depolanması gibi.
Vücut ısısının sabit tutulmasını sağlıyor, yağ
dokusunun miktarını denetliyor.
Hangi yaşta, neler yapmalı?
20’li yaşlar
Genç kızlıktan kadınlığa geçiş yaptığımız, belki de
en güzel dönemimizi ifade ediyor. Bu yaşlarda,
kadınlık hormonları olan “östrojen” ve “progesteron”
un sağlıklı bir şekilde salgılandığı varsayılabilir.
Metabolizma hızlı çalışıyor ve besinler daha kolay
yakılıyor. Diyet yapıldığında da fazla kilolar hızla
kayboluyor. Genç kızlar zayıflamayı bir saplantı
haline getirebiliyor, ince ve zarif gözükmek için
her yolu deneyebiliyor. Bu isteklerinin ardında da
genellikle moda dünyasındaki zayıf manken
görüntüleri etkili oluyor. Dolayısıyla yeme
bozuklukları olan “Anorexia Nervosa” veya “Bulimia”
bu yıllarda oldukça sık ortaya çıkıyor. 20’li
yaşların sonlarında ise her yıl 150 gram kadar kas
dokusu kaybediliyor. Bunun sonucunda güç ve kuvvet
azalıyor, halsizlik sorunu baş gösteriyor.
Ne yapmalı?
Haftada üç saat kardiyo çalışarak kilo artışının
önüne geçebilirsiniz. On iki haftalık düzenli
sporla, kaybettiğiniz kas dokusunu geri kazanmanız
mümkün. Düzenli yapacağınız egzersizler
kemiklerinizi güçlendirip sizi ileride osteoporoza
karşı da koruyacaktır. Unutmayın ki, egzersizler
ayrıca ruh sağlığınızı korumanıza ve günlük
sıkıntıları unutarak stres düzeyini azaltmanıza da
yardımcı oluyor.
30’lu yaşlar
İş, aile derken en yoğun tempolu yaşadığımız 30’lu
yaşlarda vücudumuz daha fazla yorulmaya başlıyor ve
stres faktörü devreye giriyor. Stres sonucu da
böbrek üstü bezlerinden “kortizon” dediğimiz hormon
salgılanıyor. Vücut, su ve tuz tutmaya başlıyor,
kilo alınması daha kolay hale geliyor. Günümüzde
birçok kadın 30’lu yaşlarda evlenip hamile kalıyor.
Ancak doğumdan sonra eski kilosuna dönmekte
zorlanıp, fazla kilolarıyla yaşantısına devam
ediyor. Burada çevrenin yeni annelere daha fazla
yemeleri için baskısı da önemli rol oynuyor hiç
kuşkusuz. İşte bu nedenle 30’lu yaşlarda dengeli
beslenme çok büyük önem taşıyor. 30’lu yaşların
ortaları ise “tiroid” hastalıklarının en çok
görüldüğü döneme rastlıyor. Tiroid bezi hızlı
çalışıyorsa metabolizma da hızlanıyor. Bunun
sonucunda kişi hızla zayıflamaya başlıyor. Ancak bu
sağlıksız bir zayıflama olduğu için mutlaka bir
endokrinoloji ve metabolizma uzmanına başvurmak
gerekiyor. Daha sık rastlanan bir başka şikâyet ise,
tiroid bezinin yavaşlaması. Buna tıp dilinde
“hipotiroidi” deniliyor. Tiroid yavaşlayınca tüm
vücut işlevleri yavaşlamaya başlıyor; kalp
atışlarının sayısı düşüyor, bağırsak hareketleri
yavaşlıyor, kabızlık başlıyor, unutkanlık gelişiyor.
Bir başka sorun da, metabolizma hızının azalarak
şişmanlığa yol açması. Prof. Dr. Selçuk Can bu
yüzden zayıflamak isteyenlere mutlaka tiroid testi
yapılması gerektiğini söyledi.
Ne yapmalı?
Metabolizmanız yavaşladığı için bu dönemde dengeli
beslenmeye özen gösterin. Fazla kalori içermeyen
enginar, kereviz gibi besinleri daha sık yemeye
dikkat edin. En önemlisi de, metabolizmanızın
hızlanmasını sağlayan egzersizleri aksatmadan
uygulamaya çalışın. Özellikle aerobik türü
egzersizleri yapmanızda yarar var. Çünkü depolanmış
yağları yakabilmeniz için mutlaka oksijene ihtiyaç
duyacaksınız. Yaptığınız egzersizin türü ne olursa
olsun, rahat soluk alıp verebilmeli; egzersiz
sırasında nefes nefese kalmamalısınız. Örneğin,
yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir, golf
oynayabilir ya da yüzebilirsiniz. Kalp hızınızı
normal hızından dakikada ortalama 25 – 30 oranında
artıran bu aktiviteler, metabolizmanızı
hızlandırmanın ve kalori yakmanın en iyi yoludur.
40’lı yaşlar
Günümüzde yaş ortalaması 80’lere dek uzadığı için,
40’lı yaşları sağlıklı geçirmemiz yaşlılık
dönemimizin sorunsuz geçmesi için özel bir önem
taşıyor. Bu dönemden itibaren yumurtalıklar daha az
östrojen üretmeye başlıyor. “Premenopoz” yani
menopoz öncesi dönemine girildiği için; sıcak
basması ve terleme gibi sorunlar baş gösteriyor.
Menopozun belirtilerinden biri de bazal metabolizma
hızının azalması. Bu yüzden menopoz döneminde
ortalama 3-5 kilo alıyoruz maalesef. Menopoz
döneminde alınan kilolar göbek çevresinde birikir.
Bunun yanı sıra diyabet hastalığına yakalanma riski
de artıyor. Çünkü vücudun “ensülin” adı verilen
hormona direnci artıyor. Bu dönemde zayıflama ve
kilo kontrolü estetik bir sorun olmaktan çıkıp,
sağlık için gerekli hale geliyor.
Ne yapmalı?
40’lı yaşlarda zayıflamak daha fazla emek
gerektiriyor. Dolayısıyla daha düşük kalorili diyet
uygulamalı ve daha fazla spor yapmalısınız.
Osteoporozdan korunmak için kalsiyum içeren süt,
yoğurt, beyaz peynir tüketin, sebze ve meyve
ağırlıklı beslenin. Ayrıca, mutlaka check-up
yaptırın, kolesterol ve şeker düzeylerinizi de
ölçtürün. Kolesterol düzeyiniz yüksekse, yağlı
besinlerden, kızartmalardan ve kırmızı etten uzak
durun. Tabii düzenli olarak egzersiz yapmaya da
devam edin. Ancak siz siz olun, sağlığınızı riske
atmamak için ağır egzersizlerden kaçının ve spora
başlamadan önce mutlaka bir uzmana başvurun. İleri
yaşlarda spor sakatlıkları daha sık görülür.
Bazal Metabolizma Nelerden etkileniyor?
1 – Genetik: Aile faktörü. Hem anneniz hem de
babanız kilolu ise sizin de kilolu olma ihtimaliniz
fazladır.
2 – Cinsiyet: Kadınlarda metabolizma erkeklere
oranla yavaş çalışır.
3 – Yaş: Yaş ilerledikçe metabolizma hızı düşüyor.
4 – Vücut ağırlığı: Kas kitleniz fazla ise
metabolizma hızınız artar. Yağ kitleniz fazla ise
metabolizma hızınız yavaşlar.
5 – Diyet: Yoyo diyeti tarzında inişli – çıkışlı
ağır diyetler yapılması metabolizma hızını
azaltıyor.
6 – Vücut ısısı: Vücut ısısının her 0,5 derece
artışı, metabolizma hızını yüzde 7 artırıyor.
7 – Egzersiz: Sadece kalori yakılmasını sağlamıyor,
aynı zamanda kasları da geliştirerek vücut
metabolizma hızını artırıyor.
Form Sante adlı sağlık dergisinde yayınlanmıştır. |