Tiroid nodul
Tiroid nodulu
Guatr sorununun yaygın olduğu ülkemizde tiroid
nodüllerinin görülme sıklığı oldukça fazladır.
Ülkemiz iyot eksikliği bölgesindedir. Bu yüzden
Türkiye‘de guatr sık görülür. 2000 yılında başlanan
zorunlu olarak sofra tuzlarına iyot katılması
uygulaması ile önümüzdeki yıllarda guatr ve iyot
eksikliğine bağlı nodüllerin azalmasını bekliyoruz.
Ancak tiroid kanserinin görülme oranı tüm dünyada ve
ülkemizde artmaktadır. Gelişen teknoloji ile daha
çok hastaya tiroid ultrasonografisi çekilmesinin
daha çok kanser teşhisi konmasına yol açtığı ileri
sürülmüştür ve bence de bu doğru bir açıklamadır.
İstatistikler tüm nodüllerin %5 ile %10 ‘unun tiroid
kanseri içerdiğini bildiriyor. Ancak bunlar Amerika
Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinin
istatistikleridir. Prof. Dr. Selçuk Can Türkiye ‘de
yaptığı kendi çalışmasında tiroid nodüllerinin %3,5
civarının tiroid kanseri olduğunu belirtti. Nodülde
kanser varsa yapılacak ilk tedavi ameliyat ile
tiroid bezinin tamamının veya yarısının alınmasıdır.
Kanserin 1 cm boyutunu aşması durumunda ameliyat
sonrası radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Halk
arasında radyoaktif iyot tedavisine atom tedavisi
denir. Ameliyat ve radyoaktif iyot tedavisi
tamamlandıktan sonra, hastanın ömür boyu tiroid hapı
kullanması gerekir.
Tiroid nodülünde kanser yoksa ameliyat gerekmez. Bu
tür nodüller büyüme olup olmayacağını anlamak için
ileriye yönelik takip edilir. Hasta 6 ayda bir veya
sene de bir muayeneye çağrılır. Tiroid
ultrasonografisi yapılır. Nodülde büyüme var ise
tekrar biyopsi yapılır veya direk olarak ameliyat
edilir. Nodül iyi huylu ise diğer bir seçenek ilaç
ile küçültme tedavisi yapmaktır. İyi huylu
nodüllerde 6 aylık ilaç ile küçültme tedavisi %25
hastada nodül boyutunu yarı yarıya azaltmıştır.
Hastaların çoğunda yani %75‘inde tiroid hapı
tedavisi tiroid nodülünü yeterli küçültemez. O
yüzden ilaçla küçültme tedavisi artık terkedilmiştir
ve çok az hastada uygulanmaktadır. Tiroid hapı ile
tedavinin çarpıntı, kalpte yorulma ve kemik erimesi
yapma riski mevcuttur. Prof. Dr. Selçuk Can tiroid
nodüllerinde ilaç tedavisinin başka yapılacak hiç
bir tedavi seçeneği yok ise, son seçenek olarak
uygulandığını belirtti. Tiroid nodülü büyük oranda
sıvı içeriyorsa, yani kistik bir nodül ise o zaman
alkol enjeksiyon tedavisi uyguluyoruz. Önce sıvıyı
çekip, biyopsiye yolluyoruz. Sonuç kötü huylu
gelirse ameliyat ettiriyoruz. İyi huylu gelirse,
yeniden toplanan sıvıyı enjektör ile çekip, yerine
alkol enjekte ediyoruz. Alkol kist etrafındaki
tiroid hücrelerini tahrip edip kistin tekrar sıvı
toplamasını önlüyor ve kist küçülüyor. Karşıdan
bakan kişi hastanın boynundaki şişliğin küçüldüğünü
fark ediyor. Ultrasonografi ile bakıldığında da
kistin küçüldüğünü görüyoruz. Bu işleme tıp dilinde
perkütan etanol enjeksiyonu, tıp dilinde kısaltılmış
adı ile PEI deniliyor. İşlemin boyunda ağrı, kanama,
enfeksiyon ve ses kısıklığı gibi yan etkileri
mevcut. Bu yüzden düzgün bir teknik ile ve bu işlem
konusunda bir miktar tecrübesi olan yerlerde
yapılması öneriliyor.
İyi huylu tiroid nodüllerinde Avrupa ülkelerinde
lazer fotokoagülasyon, radyo frekans ablasyon,
yüksek yoğunlukta frekans içeren ultrasonografi
uygulaması adlı metotlar deneme aşamasında
uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin hiç biri bildiğimiz
kadarı ile Türkiye ‘de herhangi bir özel veya devlet
hastanesinde henüz uygulanmamaktadır. Bazı
üniversite hastanelerinde araştırma amaçlı uygulama
yapılmaktadır.
Yukarıda anlatılanlar tiroid bezinin normal
çalıştığı hallerde görülen nodüller hakkında idi.
Bir de toksik nodül denilen, ayrıca sıcak nodül
(İngilizcesi hot nodül) olarak bilinen bir nodül
çeşidi daha var. Bu durumda TSH düzeyi düşüktür.
Serbest T4 ve Serbest T3 düzeyleri yüksek veya
normal olabilir. Bu hastalara kan testi, tiroid
ultrasonografisi ve tiroid sintigrafisi
yapılmalıdır. Sıcak nodül teşhisi ancak sintigrafi
ile konulabilir. Bu tür hastalara öncelikle
radyoaktif iyot, yani halk arasındaki adı ile atom
tedavisi öneriyoruz. Hasta bu tedaviyi istemez ise
veya tedavi başarısız olursa cerrahi tedavi yani
tiroid ameliyatı öneriyoruz.
|