Tiroid, Guatr, Obezite, kıllanma, Hormon, Osteoporoz, Hipoglisemi, Düşük Şeker, Hipofiz Hastalıkları, terleme, Erken Ergenlik, Gut, Boy Kısalığı,hormon tedavisi, Diyabet, Şeker, Hastalığı, Selçuk Can, Nişantaşı, İstanbul Tiroid, Guatr, Obezite, kıllanma, Hormon, Osteoporoz, Hipoglisemi, Düşük Şeker, Hipofiz Hastalıkları, terleme, Erken Ergenlik, Gut, Boy Kısalığı,hormon tedavisi, Diyabet, Şeker, Hastalığı, Selçuk Can, Nişantaşı, İstanbul
Anasayfa Özgeçmiş Yayınlar Kongre ve Kurslar Basında İletişim ve Randevu İletişim ve Randevu

RAMAZANDA ŞEKER HASTALIĞI  

Ramazan ayında oruç tutalım veya tutmayalım beslenme sistemimizde değişiklikler olur.  Yemek yeme vakitlerimiz değişir.  Soframızda çeşitlilik artar.  Normal zamanda piyasada olmayan çeşit çeşit pideler ve güllaç soframızda yerlerini alır.  Gerekli özeni göstermezsek sağlık sorunları yaşayabiliriz.  

Günümüzde modernleşen tedavi teknikleri sayesinde kronik hastalığı olanlar doktor kontrolu altında oruç tutabilmektedirler.  Bu durumda doktor gerekli tetkikleri yapacak ve tüm tedbirler alındıktan sonra kişiye oruç tutma izini vercektir.  Oruç tutan kişinin manevi gücünün artması bazı hastalıkları yenmesine yardım eder.  Kişinin iç huzuru iyi ise fiziksel sağlığıda bundan olumlu yönde etkilenir.   

Ramazan konusunda ilk yanlış obezite (şişmanlık) sorunu olan kişilerin bu dönemi bir perhiz fırsatı olarak görmesidir.  Oruç pehriz değil ibadettir.  Oruç tutmak ile kilo verilmez.  Bu dönemde oruç tutulması sadece sağlıklı Müslümanlara farz olunmuştur.  Eğer akut bir hastalığınız varsa yani kısa dönemli bir sağlık sorunu yaşıyorsanız iyileştikten sonra orucunuzu tutmanız gerekir.  Ancak iyileşmeyecek bir hastalığınız yani kronik bir hastalığınız (kalp hastalığı, bypass ameliyatı, şeker hastalığı) varsa oruç tutup tutamaycağanız hakkında doktorunuza danışmanız gerekir.  Ramazan'da kişiler hareketsiz kalmaya meyillidirler. Kendilerini yormamak için yürüyüş, koşma gibi aktiviteleri bilinçaltından yapmak istemezler.  Bu durum şişmanlamaya sebep olur. 

Ramazan’da sağlık yönünden yapılan bir diğer hata sahura dek uyku uyumamaktır. Bu vücudun dinlenememesine yol açarak ertesi gün başağrısı ve tansiyon artışına yol açabilir. Ramazan'da sahura kadar uyanık kalmamalı, günde 8 saat uyku uyumaya özen göstermelidir.  

Ramazanın getirdiği en olumlu yön kişiyi disipline sokması, iç barışı sağlaması, öfke ve düşmanlıkları azaltmasıdır.  Bu durumdan en çok asabi şekeri ve sinirsel tansiyonu olanlar faydalanır. "Stres yapmayınız" tavsiyesi bu kutsal ayın etkisiyle gerçekleşir. Stresin azalması tansiyonu normale döndürür, kalbin yorulmasını engeller, kan şekeri yüksek ise normale gelmesine etkide bulunur.  Stresli bir insanın pehriz yapsa dahi zayıflaması imkansızdır.  Stresli kişilerde böbrek üstü bezinden salınan kortizon hormonu vücutta yağ depolanmasını artırır. Ramazan ayında stresin azalması kalp hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı gibi sorunu olanlara tedavi kapılarını ve şifa fırsatlarını açar. 

Bazı kişiler sahura kalkmadan oruç tutmaktadırlar. Ancak bu sakıncalı bir alışkanlıktır.  Şeker hastaları mutlaka sahura kalkmalıdırlar. Ramazanda kandaki şeker düzeyi ilk günlerde düşer ancak ikinci haftadan sonra kan şekeri 40 ile 80 puan arasında yükselir.  Ramazanda iftarda tüketilen yiyeceklerin hem kalorisi fazladır hemde miktarı fazla çeşitten dolayı artmıştır.  İftarda tıka basa yemek pankreasa şeker yüklemesi yapmak gibidir.  Pankreas yorulur ve kan şekeri artar.  Bu sorunlar nedeni ile Şeker Hastaları Ramazan öncesi mutlaka kan şekerlerini ölçtürüp sağlık kontrollerini yaptırtmalıdırlar.  

Hangi şeker hastaları Ramazan'da oruç tutamaz ? 

Ramazan'da insülin iğnesi kullanan, hamile olan, kan şekeri normalin altına düşen (hipoglisemi) ve 65 yaşının üzerinde olan şeker hastalarının oruç tutması önerilmez.  Ramazan öncesi şeker hastaları tam bir muayeneden geçmelidirler.  Kan şekeri 140 altında olan ve insülin kullanmayan ikinci tip şeker hastaları oruç tutabilirler.   

Ramazanda ne tür sağlık sorunları artabiliyor ? 

Ramazan ayında sağlıklı insanlar bile uzun süren açlığın ardından aşırı bir biçimde yemek yediği için sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyor.  Yanlış beslenme alışkanlıkları yüzünden birçok kişi hem kilo alıyor hem de mide ağrıları, ülser, kabızlık ve tansiyon yükselmesi problemleri Ramazan ayında artıyor.  

Oruç tutan kişiler Ramazan ayında en az 16 saat veya daha fazla açlık ile karşı karşıya kalıyorlar. Bu açlık süresi içinde kan şekeri düşüyor. İftarda ise tam tersi oluyor; aniden fazla miktarda yemek tüketildiği için kan şekeri yükseliyor. Eğer kişi sahura kalkmıyor ise kan şekerinin düşüşü günün erken saatlerinde başlar. Bu nedenle az ve sık beslenme ilkesi iftar sonrasında da uygulanmalı ve gece yatana dek sık sık ve azar azar beslenilmelidir.  Gece tüketilen besinler uykuda metabolizma hızı düştüğü için daha kolay yağa çevirilirler. Bu yüzden Ramazan’da sahura mutlaka kalkılmalı, öğünlerde tüketilen besinlerin miktarı ve kalorisi normal zamandakinden çok fazla olmamalıdır.  Bunun yanında günlük 2-2,5 litre su ve sıvı tüketilmelidir. Geceleyin ve sahurda bol su içilmeli, kahve ve gazozlu içecekler tüketilmemelidir.  Ramazan'da güllacın kalori içeriğinin hamurlu tatlılara nazaran daha düşük olması nedeni ile şeker sorunu olmayanlar tarafından tüketilmesi tavsiye edilir.

Yüksek tansiyonu olanlar Ramazan Ayında tuzlu gıdaları tüketmemelidirler. Örneğin turşu, lakerda, tuzlu krakerler yenmemelidir. Tansiyon ilaçları sahur öncesi ve iftardan hemen önce olmak üzere iki doza bölünmelidir. Yüksek kolesterol sorunu olan hastalar kolesterol ilaçlarını yatmadan önce almaya devam etmelidirler.  Ramazan süresince sosis, salam, sucuk, pastırma, börek, kırmızı et ve her türlü kızartmayı ağızlarına koymamalıdırlar.  Sıvı yağda pişirilmiş makarna veya pilav ile beraber dana eti veya tavuk yiyebilirler.

Böbrek taşı olanlarda böbrek ağrıları Ramazan'da başlayabilir.  Böbrek taşı sorunu olanlar vücutlarının susuz kalmamasına özen göstermeli iftar ile sahur arasında 2 litre su tüketmelidirler.  Böbrek taşı olanlar kalsiyum içeren gıdaları, süt ve süt mamüllerini yüsek oranda tüketirlerse böbrek kumu dökebilirler ve bu daha sonra böbrek taşına neden olabilir.  Gut hastaları Ramazanda beslenmelerine özel itina göstermelidir. Yağlı peynir, kırmızı et ve asitli içecekler gut atağını tetikler. 

Ramazan'ın bünyeye getridiği faydalar nelerdir. ? 

Ramazan ayında vücut bir çeşit detoks reaksiyonuna giriyor, oruç tutan kişi vücuduna daha iyi bakıyor ve zehirli - toksik maddeleri sisteme bilinçli bir şekilde almıyor.  Ramazanda vücudumuz sigara, alkol ve kafeinden arınır. İftar sonrası sigara içmemek ve çay, kahve tüketmemek gerekir.  Kalp ve akciğerlerdeki yük azalır.  Tansiyon düşer.  Vücut yenilenme için zaman kazanır.  Mide barsak sistemi dinlenerek kuvvet toplar.  Karın ağrısı ve barsak hastalıkları ilk iki haftada azalır ancak üçüncü, dördüncü haftalarda daha sık açığa çıkar.  Oruç tutan kişinin bağışıklık sistemini daha dayanıklı hale gelir.  Böylece bireyin mikrobik hastalıklara yakalanma riski ve çevredeki toksik ve zehirli atıklar dolayısı ile vücudunun zarar görme oranı düşer.  Sindirim sistemimiz Ramazan’da iftarın hemen akabinde fazla çalışacağı için kan mide ve barsaklara hucum eder. Bu esnada kalbi yormamak için ağır hareket ve spor yapılmamalıdır.  

Prof. Dr. Selçuk Can

Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı

 
 
Muayenehane: Sezai Selek Sok. Tayman Apt
No: 16 Daire: 7 Nişantaşı Şişli 34365 İstanbul Tel: 212 - 296 46 11

Tasarım - Forum